17 Mayıs 2010 Pazartesi

Lisans Yerleştirme Sınavları başvuru süreleri uzatıldı

2010 Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS) başvuru süresi, 18 Mayıs Salı günü saat 17.00'ye kadar uzatıldı.

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, başvuru süresinin 18 Mayıs Salı gününe kadar uzatıldığı kaydedildi.

3 Mayıs 2010 Pazartesi

YGS Sonuçları Açıklandı !

2010 YGS SONUÇLARI İÇİN TIKLA

2010 yılında üniversiteye girişte ilk kez uygulanmaya başlanan Yükseköğretime Geçiş Sınavı YGS sonuçları açıklandı. Sınava giren yaklaşık 1,5 milyon adaydan 1,3 milyonu bir sonraki sınav aşaması olan LYS'ye girmeye hak kazandı. En Başarılı iller arasında Yalova süprizi gelişti. Ankara'nın nüfusuna göre, ilk 10'da yer alması da sürpriz olarak yorumlandı. Karaman, Nevşehir, Kayseri, Mersin illeri yine kalitelerini gösterdi ve ilk 7 arasınada yerlerini aldı... Erzurum ve Bingöl illerinin İstanbul'un önünde olması bir açıdan sevindirdi. Çünkü doğuda eğitim kalitesinin arttığı şeklinde yorumlandı. En başarılı öğrenci, okul ve iller de belli oldu.
2010 YGS sonuçları ÖSYM tarafından sınavın yapılmasından yaklaşık üç hafta sonra açıklandı. Sınavda ilk 10'a girenlerin çoğunluğu Fen liselerinden çıkarken, büyük iller hayal kırıklığı yarattı. YGS sınavı sonucunda en başarılı il Yalova oldu. İstanbul ancak 43. gelebildi. Nevşehir ve Kayseri illeri dereceler alırken, aynı bölgede yer alan Aksaray ve Niğde illerinin başarısız olmaları dikkatten kaçmadı. YGS sonuçları aşağıda.
2010 YGS sınav sonuçlarından sonra, şimdi öğrenciler tüm dikkatlerini Haziran ayı içerisinde yapılacak LYS sınavına çevirdi.


Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, YGS sonuçlarına ilişkin bilgi vermek amacıyla YÖK'de basın toplantısı düzenledi.
Adaylar sınav sonuçlarını saat 10.30'dan itibaren ÖSYM'nin "http://ygs.osym.gov.tr" ve "http://ygs2010.osym.gov.tr" internet adreslerinden öğrenebilecek.
YGS'de en başarılı iller Yalova, Kayseri, Aydın olarak açıklandı. En başarılı adaylar ise Ayşenur Şam ve Tülay Yolcu.

İşte Yarımağan'ın açıklamalarından satır başları:
- 42 adayın kural dışı davranış nedneiyle sınavı iptal edildi. Salona cep telefonuyla girmeye kalktılar
- 5 aday yerine başkasını sokmaya çalıştı. Bu nedenle sınavı iptal oldu
- Toplamda 133 adayın sınavı iptal edildi
- 14 bin 156 adayın sınavı hesaplanamadı. En az iki derste 0,5 puanı elde edemediler

70 BİN ADAY KAZANAMADI
- 70 bin adayın puanı 140’dan küçük.
- 70 bin aday tercih hakkını kazanamadı
- En az bir puanı 180 olan ve LYS’ye girmeye hak kazanan öğrenci sayısı 1 milyon 233 bin 585.
- Bu rakam beklediğimiz değerlerin biraz üzerinde
- Bilgisayarla tespit edilen kopya taramalarında 69 adayın kopyası tespit edildi. Kopya çektiği testin puanı sıfırlandı. Bu şekilde tespit edilen kopyalarda kişinin sınavı iptal edilmiyor.
- Sınavdan sonra bir iki sorunun yanlış olduğu iddiaları ortaya atıldı. Sadece bir sorunun iptal edilmesi gerektiği anlaşıldı. O soru da bir matematik sorusuydu. Çift cevabı vardı. O soruya tüm adayalrın doğru cevap verdiği kabul edildi
- 483 aday Türkçe’de, Fen bilimlerinde 143 aday tüm srouları doğru yanıtladı.
- Fen bilimleri testi adayların yarıdan fazlası tarafından boş bırakmıştır
- Bu daha önceki sınavlarda da ratladığımız bir durum

FEN BİLİMLERİNİ SEVDİREMİYORUZ
- Eğitim sistemimiz öğrencileri Fen Bilimleri’nde yeterince bilinçlendiremiyor veya öğrencilere sevdiremiyoruz
- Aynı durum matematikte de var
- Puanı 140’ın üzerinde olan adaylar Meslek liseleri ve açıköğretimi tercih edebilecek
- 180’in üzerinde olanlar lisans programlarını tercih edebilecek ve LYS’ye de girebilecek
- Türkçe testi adayların en başarılı olduğu alan.

KIZLAR DAHA BAŞARILI
- Bu sene adayların yüzde 45’, kız, yüzde 55’i erkek…
- Kızların oranı açısından oldukça iyi bir oran
- Kızların yüzde 96.47’si, erkeklerin yüzde 69.57’si 140’ı geçti.
- Ortalama başarıda kızlar her zaman erkeklerden daha akıllı.
- Öğrenim durumuna göre sınav başarısında ise son sınıfta sınava girenlerin oranı yüzde 44.
- Eski mezunlardan sınava girenlerin oranı yüzde 31.
- Yüzde 16.92’si halen bir üniversitede okuyanlardan
- Okul türlerine göre sınav başarısında öğretmen liseleri, liseler ve meslek liselerinde;
- Yüzde 70’i lise kökenli. Başarı düzenyleri 140’ın üzerinde olanlar yüzde 90.79
- Yüzde 70.25’i meslek lisesi çıkışlı. Başarı düzeyleri lise çıkışlı adaylara göre oldukça düşük. Sınava giren her 3 adaydan biri soruların yüzde 20’sini yapamıyor.

EN BAŞARILI OKUL TÜRÜ ASKERİ LİSELER
- En başarılı okul türleri askeri liseler, sosyal bilimler liseleri ve polis koleji.
- İlk 100 okul gurubu içine giren tek meslek lisesi astsubay hazırlama okulu.

EN BAŞARISIZ OKUL TÜRLERİ
- Otelcilik ve Turzim Meslek lisesi, kız meslek lisesi, özel akşam lisesi, ticaret meslek lisesi, endüstri meslek lisesi ve akşam lisesi. Bunlar da en başarısız okul türleri.

EN BAŞARILI İL YALOVA
- 6 tane YGS’nin ortalamasına göre değerlendirme yaptım. En başarılı il Yalova. 6 sınavın 5’inde en başarılı il
- İkinci il Kayseri
- Aydın, sonra da Karaman, Denizli, Ankara, Nevşehir, Kırşehir, Antalya, Mersin…
- Karadeniz’den ve Kayseri’nin doğusundan il yok, İstanbul yok.
- İzmir 13., İstanbul 43.
- Erzurum ve Batman İstanbul’un önünde. Bu durum düşündürücü.



ÖSYM, 11 Nisan 2010 Pazar günü gerçekleştirilen Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) sonuçlarını bugün açıklıyor.
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, YGS sonuçlarına ilişkin bilgi vermek amacıyla bugün 10.00’da YÖK’te basın toplantısı düzenleyecek. Sınav sonuçları 10.30’dan itibaren ÖSYM’nin internet sitesinden öğrenilebilecek. YGS değerlendirilirken her bir aday için YGS-1, YGS-2, YGS-3, YGS-4, YGS-5 ve YGS-6 olmak üzere altı ayrı puan türü oluşturuluyor. Sınavda 140-180 arası puan alan adaylar sadece meslek yüksekokulu ön lisans programları ile açıköğretim programlarını tercih edebilecek. YGS puanlarının en az biri 180 olan adaylar LYS’ye girmeye hak kazanabile-cek. Sınavda 180 ve üzeri puan alanlar, hem meslek yüksekokulu ön lisans programları ile açık öğretim programlarını hem de YGS puanı ile öğrenci alan lisans programlarını tercih edebilecek.

Adaylar puanlarını hesaplamak için ise aşağıdaki araçları kullanabilirler:

YGS Puan Hesaplama
LYS Puan Hesaplama


Kaynak: Haber50.com

1 Nisan 2010 Perşembe

YGS LYS - 2010 ÖSS Hakkında Özet Bilgiler

Sınav maratonu başlıyor
T24 -  Üniversite adaylarının sınav maratonu 11 Nisan 2010 tarihinde başlıyor. 1 milyon 511 bin 980 genç, Yükseköğretime Geçiş Sınavı’na (YGS) girmek için başvurdu. Bu sınavın sonucunda YGS puanlarından en az biri 180 ve daha fazla olan adaylar, ikinci aşama olan Lisans Yerleştirme Sınavı’na (LYS) girmeye hak kazanacaklar. YGS’de adayların karşısına, ortaöğretimde verilen temel müfredat konuları çıkacak. LYS ise 5 farklı testten oluşuyor. Öğrenciler seçecekleri alana göre, istedikleri teste girebilecekler.

Yeni sınav sisteminin amaçları:
• Ders grubu yerine ders başarısını ölçmek
• Her dersin sorularının yanıtlanması için ayrı ayrı süre verilerek, ders puanlarının eşit koşullarda elde edilmiş karşılaştırılabilir ölçütler olmasını sağlamak
• Her sınavda 10-15 farklı ders yerine birbiriyle ilişkili birkaç dersle ilgili soruların çözülmesini istemek
• 3 tür ÖSS puanı yerine ders puanlarını kullanarak çok sayıda puan hesaplamak, böylece seçme ve yerleştirmenin etkinliğini arttırmak
• Adayların ikinci aşama sınavlardan yalnızca seçtiklerine girebilmesini sağlamak.

2010 ÖSYS’nin genel ilkeleri:

1 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavı iki aşamalı olacaktır. (YGS-LYS)

2 Adayların Fen Bilimleri, Sosyal Bilimler gibi ders grupları başarısı yerine, Fizik, Kimya, Tarih, Coğrafya… gibi ders başarıları ölçülecektir.

3 Puanlama sistemi değiştirilmiştir. YGS ve LYS puanları 100-300 yerine, 100-500 aralığında hesaplanacaktır.

4 OBP ve AOBP’nin hesaplama yönteminde değişiklik yapılmamıştır, ancak değer aralığı 50-100 yerine 100-500 olmuştur.

Birinci aşama:

Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS)


1 Ortaöğretimin tüm okul türü ve alanlarında ortak olarak okutulan derslerle ilgili soruların yer alacağı bir sınav olacaktır.

2 Sınavda adaylara tek soru kitapçığı ve tek yanıt kâğıdı verilecektir.

3 Toplam soru sayısı 160 olacak, 160 dakika süre verilecektir.

4 YGS’nin toplam puan içindeki payı yüzde 40, LYS’nin ise yüzda 60 olacaktır.

YGS taban puanları ve sağlayacağı haklar:

1 YGS’de en az bir puan türünde 140 ve üzeri puanı olmayan adayların; YGS puanları ile bir yükseköğretim programını tercih etme (Sınavsız Geçiş hakkı olanlar hariç) ve LYS’lere girme hakları bulunmamaktadır.

2 YGS’de 140,000-179,999 arası puan alan adaylar, sadece meslek yüksekokulu önlisans programları ile açıköğretim programlarını tercih edebileceklerdir. Bu adayların da LYS’lere girme hakları bulunmamaktadır.

3 YGS puanlarından en az biri 180 ve daha fazla olan adaylar LYS’lere girme hakkı kazanacaktır.

4 YGS’de 180 ve üzeri puan alanlar, hem meslek yüksekokulu önlisans programları ile açıköğretim programlarını hem de YGS puanı ile öğrenci alan lisans programlarını tercih edebileceklerdir.

5 Özel yetenek sınavıyla öğrenci alan yükseköğretim programlarına başvurabilmek için de YGS puanlarından en az birinin 140 ve üzeri olması gerekir.

İkinci aşama:

Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS)

• Ortaöğretim 10. sınıf ve sonraki yıllarda okutulan konulardan oluşacaktır.

• 5 ayrı oturum olarak planlanacaktır.

• Her oturumda farklı bir test uygulanacaktır.

• Test grubundaki her bir test için ayrı soru kitapçıkları kullanılacak, cevap kâğıdı ise ortak olacaktır

• LYS’de 180 ve üzeri puan alanlar, LYS puan türleri ile öğrenci alan lisans programlarını tercih edebileceklerdir.





DİKKAT DAĞINIKLIĞINI aza indirmek için sudoku oynayabilirsiniz


* Öğrenciler mutlaka çalışma alışkanlıklarını gözden geçirmeliler. Eğer kısa süreli örneğin otuz dakika kadar masa başında kalabiliyorlarsa bu süreyi adım adım kırk beş elli dakikaya çıkarmalılar.

* Müzikle çalışma gibi alışkanlıkları bir an önce bırakmalılar. Çünkü gerçek sınavda kimseye müzik dinleme izni verilmiyor.

* Deneme sınavlarını zaman tutarak ve gerçeğe uygun yapmalılar. Deneme sınavını sık sık yarıda bırakıp tuvalete gitmemeliler.

* Test çözerken de mutlaka zaman sınırı koymalılar. Eğer bir fizik sorusunu çözmek için on dakika zaman harcıyorlarsa bu alışkanlıklarından vazgeçmeliler. Çünkü YGS’de bu kadar süre bir soruya ayrılamayacak.

* Sorulara bu çok uzun ya da çok zor gibi önyargıyla yaklaşmamalılar.

* Deneme sınavlarında soruları kitapçık üzerinde çözmeliler. Akıldan işlem yapmamalılar.

* Sudoku oynamak ve bulmaca çözmek gibi egzersizler yapmalılar.

* Kendileri ile ilgili gerçekçi olmalılar. Eğer performanslarını beğenmiyorlarsa bunun nedenini çok iyi araştırmalılar. Eksikliklerinin bilgi noksanlığından mı, az çalışmaktan mı yoksa gerçekten dikkat dağınıklığından mı olduğunu iyi düşünmeliler.


Başarının sırrı taktikte


Sınava hazırlanmak, sadece sınavın kapsamında olan konularla ilgili bilgi sahibi olmak demek değil. Sahip olunan bilgileri sınav ortamında en iyi şekilde kullanabilmeniz, sınav taktikleri konusunda kendinizi geliştirmenize bağlı.

YGS hızlı düşünmeyi, okuduğunu doğru anlamayı ve yorumlamayı, bilgiler arasında bağ kurmayı, hızlı işlem yapmayı, doğru cevaplandırma ve işaretleme yapmayı gerektiren bir sınavdır. YGS’nin bu nitelikleri gereği, bu sınavda, soruları inceleme biçiminden kodlamaya, dikkati toplamaktan zamanı iyi kullanmaya kadar, sınava ilişkin uygun davranışların geliştirilmesi sınavdaki başarıyı etkilemektedir. Kişinin, sınav taktikleriyle ilgili, kendine en uygun olan yöntemleri belirleyip kullanması, sahip olduğu bilgi birikimini sınava yansıtabilmesini kolaylaştıracak ve sınav başarısını arttıracaktır.

Kaynak: T24

17 Mart 2010 Çarşamba

YÖK'ten yeni katsayılar

YÖK Genel Kurulu, üniversiteye giriş sınavında öğrencilerin yerleştirme puanlarının hesaplanmasına esas olacak oranları, alan içi 0.15, alan dışı 0.12 olarak belirledi.

YÖK Genel Kurulu toplantısının ardından katsayıyla ilgili yeni düzenleme konusunda yazılı açıklama yapıldı.

Açıklamada, YÖK için en önemli önceliğin öğrencilerin huzurunun sağlanması olduğu belirtilerek, ''Bunun yanı sıra isabetli bulup bulmamaya bağlı olmadan yargı kararına uygun davranmak da bütün kurumlar için kanuni bir yükümlülüktür. Bu kapsamda Danıştay kararının gerekçesi de önemli olduğundan yerleştirme puanlarının hesaplanmasına ilişkin yeni karar alınırken yargı kararlarının gerekçeleri esas alınmıştır'' denildi.

YÖK'ün 21 Temmuz 2009 tarihli kararıyla öngörülen yeni üniversiteye giriş sisteminde çoklu sınav ve çoklu soruyu esas alan bir ölçme yönteminin belirlendiği kaydedilen açıklamada, önceki sistemde yüzde 38 olan alan bilgisinin ağırlığının Lisans Yerleştirme Sınavı ile yüzde 60'a çıkarılmasıyla lise müfredatında alınan bilginin doğrudan ölçülmesi ve sonuca yansıtılmasının sağlandığı anlatıldı.

Açıklamada, buna göre, önceden sadece lise 1. sınıf bilgileri sınav sorularına dahil edilirken şimdi sınav müfredatına lise 1, 2, 3 ve 4. sınıflarda görülen derslerin de dahil edilerek öğrencilerin bilgi ve başarılarının sınavda ölçülebilir hale getirildiği ifade edildi.

Açıklamada, şöyle denildi:

''Öğrencilerin gerçek başarısını esas alan bir ölçme ve değerlendirme sınavı getirildiği için önceden öğrenci başarısını ölçmeyen sınav nedeniyle uygulanan katsayı farkının da Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 18 Şubat 2010 tarihinde verdiği karar ile belirlenen hukuken kabul edilebilir ölçülere getirilmesi benimsenmiştir.

Yeni kararın oluşturulmasında yargı kararının gereğinin yerine getirilme zorunluluğu ve sistemin bütünlüğünü koruma kaygısı bir arada değerlendirilmiş ve öğrencilerin yerleştirme puanlarının hesaplanmasına esas olacak oranlar, alan içi 0.15, alan dışı 0.12 olarak belirlenmiştir.''
YÖK Genel Kurulundan yeni katsayı uygulamasına ilişkin yapılan açıklamada, ''Alan içi ve alan dışına uygulanacak 0.03'lük fark, AOBP'si düşük öğrencide 3 puan, yüksek olan öğrencide 15 puan etkileyecektir'' denildi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığında toplanan YÖK Genel Kurul toplantısı sona erdi. Toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada, alan içi ve alan dışına uygulanacak 0.03'lük farkın AOBP'si düşük öğrencide 3 puan, yüksek olan öğrencide 15 puan etkileyeceği belirtilerek, şunlar kaydedildi:

''Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus şudur, 2009 yılında üniversitelerin lisans programlarına yerleşen adayların AOBP sayısal puanlarının dağılımı listelerinin incelenmesinden, zaten düşük puana sahip olan (50-70 arasındaki AOBP'ye sahip) lisans programına yerleşen öğrenci sayısının çok düşük olduğu görülmektedir. Bu itibarla yığılma, eski sisteme göre 70-100 puana sahip olan öğrencilerde olduğundan puan farkının yeni sistemde de yüksek AOBP'nin yığıldığı üst aralıkta yoğunlaşacağına dikkat edilmelidir.

Sonuçta alan dışı tercihlerde aynı soruları cevaplayan adayların yerleştirme puanlarında 3 ila 15 puanlık bir fark değil, asıl öğrenci kitlesinin yoğunlaştığı aralıkta aşılması oldukça zor 8 ila 15 puanlık bir fark ortaya çıkacaktır.''

Yeni belirlenen oranların yeni sınav sistemi bütünlüğü içindeki işlevi ve rolü ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek, şu bilgilere yer verildi:

''Sınavda bir puanlık farkın bile binlerce öğrencinin sıralamasını değiştirdiği ve bölüm kontenjanlarının ortalama 40-100 arasında düşünüldüğünde yerleştirme puanında meydana gelen 15 puanlık bir fark, çok ciddi bir farklılık doğurmaktadır. 15 puanlık farkın 2009 yılı için yerleştirme sırasını SAY-2 puan türünde 17.381 ile 70.694 arasında (Bu puan türünde lisans programlarına yerleşen tüm öğrencilerin sayısı 121 bin 815'tir), SÖZ-2 puan türünde 4.994 ile 85.064 arasında (Bu puan türünde lisans programlarına yerleşen tüm öğrencilerin sayısı 36 bin 689'dur), EA-2 puan türünde 15.907 ile 122.241 arasında (Bu puan türünde lisans programlarına yerleşen tüm öğrencilerin sayısı 91 bin 978'dir) değiştirdiği görülmektedir.

Kaynak : HaberTürk

9 Şubat 2010 Salı

YÖK Başkanı: Merak Etmesinler, Haklarını Koruruz

ÖSYM Başkanı Yarımağan, Danıştayın farklı katsayı uygulanmasına yönelik YÖK kararının yürütmesini durdurmasının ardından bu açıklamayı yaptı:


ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, Yükseköğretim Geçiş Sınavı'na (YGS) girecek adayların başvurularını aksatmadan, süresi içinde yapmalarını istedi. Yarımağan, 12 Şubatta sona erecek başvuru süresinin gerekirse uzatılabileceğini bildirdi.

Sınavın yapılacağını belirten Yarımağan, ''Şu anda sınavın ertelenmesi konusunda kesin birşey söyleyemiyorum. Ertelenmesi mutlaka gerekmeyebilir ama gerekebilir de. Gerekmeden de çözüm olabilir, duruma bağlı'' dedi.

Yarımağan, Danıştay'ın YÖK'ün ''farklı katsayı'' uygulanmasına ilişkin kararının yürütmesini durdurmasının ardından, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 18 Ocakta başlayan YGS'ye başvuruların sürdüğüne işaret etti. Sınava başvuru süresinin 12 Şubat Cuma günü sona ereceğini belirten Yarımağan, bu haftanın, başvuruların en yoğun yapıldığı dönem olduğunu vurguladı.

Başvuruları tamamlamak istediklerini söyleyen Yarımağan, şunları kaydetti:

''Özellikle sınava her halükarda girecek adaylar başvurularını aksatmadan yapsınlar. Her halükarda derken şunu kastediyorum, koşullara göre girip girmeme kararı veren bir kitle olabilir. Mevcut koşullara göre başvurur ama yeni koşullara göre başvurmaktan vazgeçer. Tersi de olabilir. Başvuru koşulları değişirse başvurma kararını değiştirecek adaylar olabilir. Onların durumunu değerlendireceğiz hatta gerekirse onlar için ek süre vereceğiz. Ama sınava nasıl olsa girecek örneğin son sınıf öğrencisi veya geçen yıldan kalan, katsayı ne olursa olsun bu sene sınava girecek adaylar başvurularına lütfen devam etsinler.''

YGS'ye başvuru için duruma göre gerekirse ek süre verilebileceğini ifade eden Yarımağan, ''Hukuki durum nasıl olacak ben de bilemiyorum. Ama verilecek karar, başvurmasını veya başvurmamasını etkilemeyecek adaylar başvurularına devam etsinler'' dedi.

''Bu yıl sınav kesin yapılacak mı?'' sorusuna Yarımağan, ''Tabii yapılacak ama inşallah bu durum birkaç defa daha devam etmez. Bir yerde bitmesi lazım'' yanıtını verdi.

-''HUKUKÇULARLA KONUŞACAĞIZ...''-

Karar nedeniyle hukuki yönden bir sıkıntı yaşanıp yaşanmayacağı yönündeki soru üzerine Yarımağan, şunları söyledi:

''Başvuran adaylardan bir kısmı diyebilirler ki 'başvuru koşullarının böyle olduğunu bilseydik başvurmazdık'. Ayrıca, diyelim ki başvuru süresi bu hafta bitti ve YÖK'ün kararı daha sonraya kalırsa bazı adaylar diyebilirler ki 'koşulların böyle olduğunu bilseydik biz de başvururduk'. Dolayısıyla verilecek karara göre, bu gruplar için bir çözüm bulmak lazım. Yani başvurmamış, başvurmak isteyenlere bir ek süre vermek lazım; 'başvurmaktan vazgeçmek istiyorum' diyenler için de hukukçular ile konuşacağız gerekiyorsa onlara başvurularını geri alma hakkını, paralarını iade etmemiz lazım.''

YÖK'ün farklı katsayı uygulanmasına ilişkin kararın yürütmesinin durdurulmasının ardından yaşanacak süreçlerin uzamasının sıkıntı yaratabileceğini vurgulayan Yarımağan, şöyle konuştu:

''Bu süreler inşallah çok uzun sürmez. Çünkü takvime göre bizim sınava giriş belgelerini göndermemiz lazım yakında. Onları etkileyecek olursa sınavı da ertelememiz lazım. Şu anda sınavın ertelenmesi konusunda kesin birşey söyleyemiyorum. Ertelenmesi mutlaka gerekmeyebilir ama gerekebilir de. Gerekmeden de çözüm olabilir. Duruma bağlı.''

Yarımağan, şu anda varsayımlar üzerinden konuşmak istemediğini vurgulayarak, ''Şu anda ben adayların sakin olmalarını ve başvurularına devam etmelerini istiyorum. Merak etmesinler onların haklarını koruruz'' diye konuştu.

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, YGS'ye şu ana kadar yaklaşık 800 bin adayın başvurduğunu bildirdi.

Kaynak: NetHaber

8 Şubat 2010 Pazartesi

Katsayı Kararı Yine İptal Edildi

Danıştay 8. Dairesi, YÖK'ün üniversiteye girişte farklı katsayı uygulaması öngören 17 Aralık 2009 tarihli kararının yürütmesini oy birliğiyle durdurdu.

İstanbul Barosu Başkanlığı, Yükseköğretim Genel Kurulunun (YÖK) yükseköğretime girişte farklı katsayı puanı uygulamasını kaldıran 21 Temmuz 2009 tarihli kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştayda dava açmıştı. Danıştay 8. Dairesi, YÖK'ün kararının yürütmesini oy birliğiyle durdurmuştu. Bunun üzerine YÖK, 17 Aralık 2009'da üniversiteye giriş sınavında adaylara ''farklı katsayı'' uygulanması kararı almış ve puanlar hesaplanırken adayların kendi alanıyla ilgili program tercihinde Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanlarının (AOBP) 0.15, alan dışı tercihte 0.13 ile çarpılmasını kararlaştırmıştı.
İstanbul Barosu Başkanlığı, YÖK'ün bu yeni kararının da iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açtı.
Danıştay 8. Dairesi, YÖK'ün yeni kararının, iki, üç ve dördüncü maddelerinin yürütmesini oy birliğiyle durdurdu.
Kararın ikinci maddesi, ''AOBP'nin 0.15 ve 0.13 katsayıları ile çarpılmasını'' öngörüyordu. Kararın üçüncü maddesi, ''öğretmen lisesi ve meslek lisesi mezunu olanların kendi alanlarındaki programları tercih etmeleri halinde ilgili ağırlıklı ortaöğretim başarı puanlarının 0,05 ile çarpımı sonucunda bulunan puanın toplam puana ayrıca ekleneceğini'', dördüncü maddesi ise ''Meslek Yüksek Okullarının sınavsız geçişten boş kalan kontenjanlarına açık öğretim programlarına ve meslek liselerinin devamı niteliğindeki lisans programlarına YGS puanları esas alınarak yerleştirme yapılacağını'' düzenliyordu.
Davalı YÖK'ün bu karara itiraz hakkı bulunuyor. İtirazı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu görüşecek.

DANIŞTAY 8. DAİRESİNİN KARARINDAN: ALAN İÇİ TERCİHLERDE 0.8, ALAN DIŞI TERCİHLERDE 0.3 KATSAYISININ ESAS ALINACAĞINA İLİŞKİN DÜZENLEMENİN DEĞİŞTİRİLEREK ALAN İÇİ 0.15, ALAN DIŞI 0.13 KATSAYI FARKINA DÖNÜŞTÜRÜLMESİNE İLİŞKİN DAVA KONUSU KARARIN HUKUKEN GEÇERLİ BİR SEBEBE DAYANMADIĞI SONUCUNA ULAŞILMAKTADIR

Danıştay 8. Dairesinin, YÖK'ün farklı katsayı uygulaması öngören kararının yürütmesinin durdurulmasına ilişkin gerekçesinde, alan içi tercihlerde 0.8, alan dışı tercihlerde 0.3 katsayısının esas alınacağına ilişkin düzenlemenin değiştirilerek alan içi 0.15, alan dışı 0.13 katsayı farkına dönüştürülmesine ilişkin dava konusu kararın hukuken geçerli bir sebebe dayanmadığı sonucuna ulaşıldığı belirtildi.
Danıştay 8. Dairesi, YÖK'ün 17 Aralık 2009 tarihli yeni kararının, iki, üç ve dördüncü maddelerinin yürütmesini oy birliğiyle durdurdu.
Dairenin gerekçesinde, dava konusu kararın ikinci maddesinde,''Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) puanları ile yerleştirme yapılan programlar ve Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) puanları esas alınarak yerleştirme yapılan programlarda, ilgili Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanı (AOBP), adayın kendi alanında bir programı tercih etmesi halinde 0,15; alanı dışında bir programı tercih etmesi halinde ise 0,13 ile çarpılır. Ortaya çıkan sayının sınav sonucuna eklenmesi suretiyle bu aşamadaki yerleştirmeye esas olacak puan belirlenir'' hükmünün yer aldığı hatırlatıldı.
Kararın, üçüncü maddesinde, ''Adaylardan öğretmen lisesi ve meslek lisesi mezunu olanların, sınavsız kayıt hakkı olanlar dışında, kendi alanlarındaki programları tercih etmeleri halinde ilgili ağırlıklı ortaöğretim başarı puanlarının 0,05 ile çarpımı sonucunda bulunan puan 2. maddeye göre hesaplanan toplam puana ayrıca eklenir'', dördüncü maddesinde ise ''Meslek Yüksek Okullarının sınavsız geçişten boş kalan kontenjanlarına açık öğretim programlarına ve meslek liselerinin devamı niteliğindeki lisans programlarına YGS puanları esas alınarak yerleştirme yapılır'' kuralının getirildiği belirtildi.
Gerekçede, şöyle denildi:
''Katsayı farkının belirlenmesinde davalı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının iddia ettiği gibi bireylerin devlete karşı korunması değil, devletin bireylere tanıdığı ve yararlandırdığı hakların tam ve gereğince kullanılmasının sağlanması amaçlanmalıdır. Yani bireylerin haklarının birbirlerine karşı korunması, sahip olunan hakların özüne ve ruhuna uygun kullanımının sağlanmasıdır. Maddi olayda ölçülülük ilkesinin hareket noktası da öğrencilerin mesleki eğitim, genel lise eğitimi ve genel liseler içinde alan, bölüm seçerek oluşturdukları birikimin adil bir değerlendirmeye tabi tutulmasını sağlamaktır. Bu ayrımların kaldırılması sonucunu doğuran bir düzenlemenin eğitim sisteminin örgütleniş biçimindeki bütünlüğü bozacağı ve yargı kararlarına aykırı olacağı açıktır.''

-YÖK'ÜN SAVUNMASI-
Davalı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının savunmasına da yer verilen gerekçede, YÖK'ün yargı kararları nedeniyle oluştuğunu ileri sürdüğü hukuki boşluğu gidermek için belirlediği farklı katsayı oranına ilişkin açıklama yaparken ''yönlendirme amacıyla getirilen sınırlamanın bireyin yükseköğrenim hakkını ortadan kaldırmaması, istediği takdirde makul seviyede bir gayretle bu sınırlamayı aşabilmesine imkan verilmesi gerektiği, aksine bir yaklaşımın bireyi katlanamayacağı bir sorumluluk altına sokarak Anayasanın beşinci maddesine aykırılık teşkil edeceği, yasal kuralların ilgililerin farklı bir alanı tercih etmelerinin engellenmesi sonucunu doğuracak düzenlemeleri içermediği gibi meslek lisesi mezunlarına kendi alanlarından farklı bir alanda yükseköğrenim görmek istemeleri halinde de farklı katsayı uygulanacağına ilişkin bir düzenleme yer almadığı, farklı katsayı uygulamasının meslek liselerini olumsuz etkileyeceği, sınav sürecinin başladığı, kılavuzların hazırlandığı bu aşamada oluşacak değişikliklerin öğrencilerin başvurularında belirsizlik yaratacağı''nın ileri sürüldüğü belirtildi.
YÖK'ün bu savunmasının, farklı katsayı uygulamasını kaldıran düzenlemeye yönelik olarak açılan davalarda verilen savunmalarını tekrar eder nitelikte olduğu ifade edilen gerekçede, ''Bu şekilde katsayı farkının olmaması ya da olacaksa da aşılabilir bir niteliğinin bulunmasına yönelik olan bir amacın, mevzuatta öngörülen ve dairemizce ve İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen kararlarda da vurgulanan temel ilke ve yaklaşıma uygun olmadığı açıktır. Ayrıca uygulanacak katsayı sınavlar sonucunda yerleştirmeye esas puanın hesaplanmasında dikkate alınacağından sınavlara başvurma ve sınavları engelleyici bir husus değildir'' denildi.
Gerekçede, ''1998 yılından itibaren uygulanan ve hukuka uygunluğu yargısal kararlarla istikrar kazanmış farklı katsayı uygulaması ile dava konusu karar alınıncaya kadar uygulanmakta olan alan içi tercihlerde 0.8, alan dışı tercihlerde 0.3 katsayısının esas alınacağına ilişkin düzenlemenin değiştirilerek alan içi 0.15, alan dışı 0.13 katsayı farkına dönüştürülmesine ilişkin dava konusu kararın hukuken geçerli bir sebebe dayanmadığı'' vurgulandı.
Kararın ayrıca yargı kararlarının gereklerine aykırı olduğu ve yargı kararlarını geçersiz kıldığı sonucuna ulaşıldığı belirtilen gerekçede, ''Bu durumda, dava konusu düzenlemenin ikinci maddesinde hukuka uyarlık bulunmamıştır. Düzenlemenin üçüncü maddesi ve kararın dördüncü maddesindeki puanlama sistemi ikinci maddeye dayandırılmış olduğundan, hukuki geçerliliğinden söz etmeye olanak yoktur. Dava konusu kararın iki, üç ve dördüncü maddelerinin uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararlar oluşacağı da açıktır'' denildi.

''UYGULANMAKTA OLAN VE ZAMAN İÇİNDE BİRTAKIM SONUÇLAR DOĞURARAK İSTİKRAR KAZANAN BİR DÜZENLEMENİN DEĞİŞTİRİLMESİ YA DA KALDIRILMASI İÇİN HUKUK DÜZENİNDE VEYA MADDİ OLAYDA BİR DEĞİŞİKLİK OLMASI GEREKİR''
Danıştay 8. Dairesinin, YÖK'ün farklı katsayı uygulaması öngören kararının yürütmesinin durdurulmasına ilişkin gerekçesinde, uygulanmakta olan ve zaman içinde birtakım sonuçlar doğurarak istikrar kazanan bir düzenlemenin değiştirilmesi ya da kaldırılması için hukuk düzeninde veya maddi olayda bir değişiklik olması gerektiği vurgulanarak, ''Yani önceki uygulamayı kaldıran ve yeni bir uygulama getiren düzenlemenin hukuken geçerli sebeplere dayanması gereği tartışmasızdır'' denildi.
Dairenin gerekçesinde, davacı İstanbul Barosunun dava açma ehliyeti olup olmadığı konusu irdelendi. Çeşitli baro başkanlıklarının Danıştayda açtığı davalardan örnekler verilen gerekçede, Avukatlık Yasası'nda yapılan değişiklikten sonra açılan davalarda, dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı saptanırken iptal davasının genel amacının yanı sıra dava konusu idari işlemin niteliği, bu işlemin hukukun üstünlüğünü, hukuk devleti ilkesini etkileyip etkilemediği, genel kamu yararı, Anayasa ile koruma altına alınan eşitlik, kişinin dokunulmazlığı, özel hayatın gizliliği, kanunsuz suç ve ceza olamayacağı gibi temel insan haklarının ihlal edilip etmediğine ve yargı kararlarının uygulanmaması veya geçersiz kılınması gibi hukuk devleti ilkesini zedeleyen bir durumun söz konusu olup olmadığına bakılarak menfaat ilgisinin olaya özgü ancak daha geniş yorumlandığı vurgulandı.
Dava konusu karar ile yükseköğretime girişte bir sistem getirildiği ve bu düzenlemeyle ülkenin eğitim sisteminin bütününün etkilendiği ifade edilen gerekçede, ''Dava konusu kararın bu özelliği nedeniyle genel kamu yararı ile ilgili bulunduğu açıktır. Yargı kararlarının uygulanmadığı savıyla açılan bu davada, işlemin hukuki niteliği ile hukukun üstünlüğünü koruma görev ve yükümlülüğü bulunan davacı baro başkanlığının iddiaları birlikte dikkate alındığında davacının dava konusu kararla menfaat ilgisinin bulunduğunun kabulü zorunludur'' denildi.
İstanbul Barosu Başkanlığının Yükseköğretim Genel Kurulunun 21 Temmuz 2009 tarihli kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açtığı davada, davalı YÖK'ün ''İstanbul Barosunun dava açma ehliyetinin bulunmadığına ilişkin iddiası''nın da bu nedenlerle kabul edilmediği anımsatılan gerekçede, ''Davalı idarenin söz konusu kararına yönelik olarak verilen yürütmenin durdurulması kararı sonrası tesis ettiği dava konusu işleme karşı Baro tarafından dava açılabileceği de tartışmasızdır'' denildi.
Davacı baro başkanlığının YÖK'ün 21 Temmuz 2009 tarihli kararına karşı açtığı davada yürütmenin durdurulmasına karar verildiği anımsatılan kararda, YÖK'ün yeni kararının, Danıştay 8. Dairesi ve İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen kararlar nedeniyle oluştuğu ileri sürülen hukuki boşluğun giderilmesi amacıyla tesis edildiğinin belirtildiği ifade edildi.

-''SINIRSIZ VE MUTLAK BİR TAKDİR YETKİSİNDEN SÖZ EDİLEMEZ''-
Anayasa ve yasalara göre, idarelerin takdir yetkisine dayalı olarak tesis ettiği işlemlerin de idari yargı denetimine tabi olduğunu vurgulanan gerekçede, şunlar kaydedildi:
''Takdir yetkisinin kullanımı idareyi yargı denetiminden bağışık kılmaz, hukuk devletinde sınırsız ve mutlak bir takdir yetkisinden söz edilemez. Hukuk devleti olmanın gereği, idarelerin takdir yetkisine dayalı olarak tesis ettikleri bireysel ya da düzenleyici işlemlerin hukuken geçerli ve objektif bir sebebe dayanmasıdır. Takdir yetkisine dayalı işlemlerin, hukukun belirlediği sınırlar ve eşitlik kuralı gözetilerek kamu yararına ve hizmetin gereklerine uygun şekilde objektif, makul ve geçerli neden ve gerekçelere dayalı olarak tesis edilmesi gerekir.''
Yürütmenin durdurulması kararının, davanın esası hakkında verilen kararlar gibi yerine getirilmesinin zorunlu olduğu vurgulanan gerekçede, yürütmenin durdurulması kararının hukuki gereklerine uygun bir işlem tesis edilmesinin de Anayasal ve yasal zorunluluk olduğuna işaret edildi. Gerekçede, şu tespitler yapıldı:
''Yargı kararlarının uygulanması konusunda idarelere herhangi bir takdir yetkisi tanınmadığı açıktır. Yani idarelerin yargı kararlarının doğruluğunu tartışma ve buna göre uygulama yapma yetkisi bulunmamaktadır. Anayasa ve yasa hükümleri ile idare hukuku ilkesi gereği idareler iptal kararının amaç ve kapsamına göre yeni bir işlem yapmak ve iptal edilen işlemden doğan sonuçları ortadan kaldırmak ve önceki hukuki durumun geçerliliğini sağlamakla görevlidir. Bu nedenle idareler iptal kararlarının amaç ve kapsamı dışında bir işlem tesis edemez. İdarelerin bu amaç dışında başkaca bir tercih ve takdir hakkı yoktur.''

-''MİLLİ EĞİTİM TEMEL YASASI'NIN ASIL AMACI''-
Yükseköğretim Kurulunun, 30 Temmuz 1998 tarihli kararı ile 1999 yılından itibaren başlatılan uygulama ile tek aşamalı sınav ve sözel, sayısal ve eşit ağırlıklı ortaöğretim başarı puanlarının hesaplanmasında farklı katsayı uygulamasının başlatıldığı belirtilen gerekçede, ortaöğretim kurumlarından mezun olanların öğrenim gördükleri meslek ya da alanda yükseköğrenim görmelerinin Milli Eğitim Temel Yasası'nın asıl amacı olduğu vurgulandı.
Bu amaca uygun olarak öğrencilerin meslekleri ya da alanları dışında eğitim görmek istemeleri halinde üniversite puanlarının daha düşük bir katsayı, tersine durumda ise daha yüksek katsayı uygulanacağına ilişkin anılan kararın alındığı ve uygulamanın 1999 yılından itibaren başlatıldığı ve o tarihten bu yana uygulandığı anımsatıldı.
Yükseköğretim Kurulunun bu kararlarıyla ilgili uygulamalarına karşı daha önce birçok dava açıldığı ve verilen ret kararlarının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca da onandığı ifade edilen gerekçede, böylece, farklı katsayı uygulamasında hukukun temel ilkelerine, Anayasa ve ilgili yasalara aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığı belirtildi.
Gerekçede, davalı idarenin farklı katsayı uygulamasını kaldıran 21 Temmuz 2009 tarihli kararına karşı açılan davalarda, ''farklı katsayı uygulaması konusunda yargı kararlarıyla istikrar kazanmış bir sistemin yerleşmiş olduğu ve bu kararlardan sonra mevzuatta bu kararın aksine yapılmış yasal bir düzenleme bulunmadığı, yargı kararlarında yapılan hukuki değerlendirmelerin bugün için de geçerliliğini sürdürdüğünün belirlendiği'' kaydedildi.
Dairenin gerekçesinde, İdari Dava Daireleri Kuruluna yapılan itiraz üzerine verilen kararda da ''idarenin farklı katsayı belirlemesine yönelik yapacağı düzenlemede belirleyeceği katsayının ölçülülük ilkesi dikkate alınarak eğitim sisteminin yönlendirme esası gereği örgütleniş biçimindeki bütünlüğü bozmaması, alan/bölüm, mesleki eğitim, genel lise eğitimi gibi ayrımları ve yargı kararlarını geçersiz kılacak nitelikte olmaması gerektiği''nin vurgulandığı anımsatıldı.
İdarenin yargı kararları üzerine farklı katsayı uygulaması konusunda bağlı yetki içinde bulunmasına karşın, bu katsayıların belirlenmesi noktasında takdir yetkisine sahip olduğu vurgulanan gerekçede, ''Ancak bu yetkinin kullanımı da mutlak ve sınırsız değildir. Bir başka anlatımla uygulanmakta olan ve zaman içinde birtakım sonuçlar doğurarak istikrar kazanan bir düzenlemenin değiştirilmesi ya da kaldırılması için hukuk düzeninde veya maddi olayda bir değişiklik olması gerekir. Yani önceki uygulamayı kaldıran ve yeni bir uygulama getiren düzenlemenin hukuken geçerli sebeplere dayanması gereği tartışmasızdır'' denildi.

''İDARENİN YASAL KURALLARI HAYATA GEÇİRME GÖREVİNİN BİR SONUCU OLARAK YÖNLENDİRMENİN TAM VE GEREĞİNCE SAĞLANMASINA YÖNELİK OLARAK YAPILAN SINAV SİSTEMİ DEĞİŞİKLİĞİNİN KATSAYI UYGULAMASININ GEREKLİLİĞİNİ ORTADAN KALDIRACAK BİR NİTELİĞİ BULUNMAMAKTADIR''
Danıştay 8. Dairesinin, YÖK'ün farklı katsayı uygulaması öngören 17 Aralık 2009 tarihli kararının yürütmesinin durdurulmasına ilişkin gerekçesinde, ''İdarenin yasal kuralları hayata geçirme görevinin bir sonucu olarak yönlendirmenin tam ve gereğince sağlanmasına yönelik olarak yapılan sınav sistemi değişikliğinin katsayı uygulamasının gerekliliğini ortadan kaldıracak bir niteliği bulunmamaktadır'' denildi.
Dairenin gerekçesinde, davalı idare YÖK'e, 0.8-0.3 olan katsayının 0.15-0.13 olarak değiştirilmesinin nedenlerinin ara karar ile sorulduğu belirtilen gerekçede, davalı idarenin bilimsel ve hukuken kabul edilebilir bir açıklama yapmamış olduğunun görüldüğü belirtildi.
Gerekçede, ''Davalı idarenin katsayı farkının 10 puana tekabül ettiği ve belirlenen katsayılara göre bulunacak sonuçların 0.8 - 0.3 katsayı uygulanan bir önceki sınav sonuçlarına göre bin kişi üzerinde bir fark oluşturacağı şeklindeki açıklamalarına da bilimsel ve kabul edilebilir bir dayanak sunmadığı görülmektedir. Yargı kararları ile 0.8 - 0.3 katsayı farkı kabul görmüş olmakla bu katsayının uygulandığı sınav sonuçlarına farklı katsayılar uygulayarak bir değerlendirme yapmanın ve bunu uygulamanın geçerli sebebi olarak sunmanın kabulünün mümkün olmadığı açıktır'' denildi.
Davalı YÖK tarafından, ''üniversiteye giriş sınavında 2010 yılı itibarıyla uygulanacak sistemde değişiklik yapılarak yeni bir sistem getirildiği ve öğrencilerin öğrenimlerine uygun programları seçmelerinin sağlandığı ve bu nedenle katsayı uygulamasının bir gerekliliği kalmadığının savunulduğu'' belirtilen gerekçede, şunlar kaydedildi:
''Mevcut yargı kararları nedeniyle davalı idare farklı katsayı uygulamasının geçerliliği hususunda bir değerlendirme yapma olanağına sahip değildir. Kaldı ki davalı idarenin de iddia ettiği gibi 29 Ocak 2009 günlü Yükseköğretim Genel Kurulu kararı ile sınav sisteminde meydana getirilen değişiklik ile sınav sorularında çeşitlilik yaratılarak eğitim müfredatının bir bütün olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu uygulamanın, yasal düzenlemelerin amacını teşkil eden öğrencilerin ortaöğretimde seçtikleri ve yöneldikleri okul ve alana uygun bir yükseköğretime yönlendirilmesi ilkesinin zorunlu bir sonucu olduğu açıktır. İdarenin yasal kuralları hayata geçirme görevinin bir sonucu olarak yönlendirmenin tam ve gereğince sağlanmasına yönelik olarak yapılan sınav sistemi değişikliğinin katsayı uygulamasının gerekliliğini ortadan kaldıracak bir niteliği bulunmamaktadır. Aksine bu yönlendirmenin farklı katsayı uygulaması ile desteklenmesinin yasal kuralların amacı ve anlamına en doğru yaklaşım olduğu da yine yargı kararlarıyla belirlenmiştir.''

-ANAYASANIN EŞİTLİK İLKESİ-
Gerekçede, Anayasa'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu hükmünün yer aldığı vurgulandı. Anayasa Mahkemesinin birçok kararında da belirtildiği gibi, Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devletinin, eylem ve işlemlerinin hukuka uygun, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda eşitliği gözeten, adaletli bir hukuk düzeni kurup sürdürmekle kendisini yükümlü sayan, hukuk güvenliğini sağlayan, bütün etkinliklerinde hukuka ve Anayasa'ya uyan, işlem ve eylemleri bağımsız yargı denetimine bağlı olan devlet olduğu belirtildi.
Anayasa'nın 10. maddesine göre, herkesin, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu, devletin bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlü bulunduğu, devlet organları ve idare makamlarının, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda olduğuna işaret edildi.
Bu madde ile mutlak değil, hukuksal eşitliğin amaçlandığı, ''Yasa önünde eşitlik'' ilkesinin, yasalar karşısında herkesin eşit olmasını, ayırım yapılmamasını, kimseye ayrıcalık tanınmamasını gerektirdiği belirtilen gerekçede, ''Durumlarındaki farklılıklar kimi kişi ve toplulukların değişik kurallara bağlı tutulmasına neden olabilirse de farklılık ve özelliklere dayanan bu tür düzenlemeler eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz'' denildi.
Anayasanın 17. maddesinde, herkesin, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğunun belirtildiği, 5. maddesinde de kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmanın, devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı belirtildi. Gerekçede, devletin bu yükümlülüğünü eşitlik ilkesini gözeterek hiçbir ayırım yapmadan herkes için geçerli olacak biçimde yerine getirmesi gerektiğine işaret edildi.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun katsayı kararıyla ilgili gerekçesinde belirtilen ve katsayıyı belirleyen düzenlemelerde esas alınacağı vurgulanan ''ölçülülük'' ilkesinin, bir idare hukuku ilkesi olduğu kaydedildi. Gerekçede, kurul kararında ölçülü olmaktan ne anlaşılması gerektiği de ortaya konularak idari işlemden beklenen amaç ile kullanılan araç arasında adil bir denge olması gerektiğinin belirlendiği belirtildi.
Gerekçede, daha önce konuyla ilgili Danıştay tarafından verilen kararlarda ayrıntılı olarak yapılan açıklamaların tekrarlanmasına gerek görüldüğü belirtilerek, bu kararlarda, mesleki-teknik eğitim görenlere kendi alanlarına yönelik tercihlerde daha fazla katsayı uygulanmasının eşitliğe aykırı olmadığı gibi genel liselerde de yükseköğretime girişte farklı katsayı uygulanmasının eşitsizliğe neden olmayacağı bildirildi. Aksine bir yorumun mesleki-teknik öğretimi işlevsiz kılacağı, genel liselerin aleyhine bir durumun gerçekleşmesine neden olacağının belirlendiği ve bu değerlendirmelerin genel liseler içindeki farklı alanlara ilişkin katsayı belirlemesini de kapsadığına işaret edildiği anımsatıldı.

-KARARIN 6. MADDESİNİN YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASINA RET-
Gerekçede, YÖK kararının, ''Türkiye genelinde ilk bin kişi arasına giren adayların yerleştirme puanı hesaplanırken alan içi katsayı oranının uygulanmasına'' ilişkin 6. maddesinin ise yürütmesinin durdurulması isteminin oy çokluğuyla reddedildiği belirtildi.
Kararın 6. maddesi ile ''Yükseköğretim Geçiş Sınavı (YGS) ile Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) sonucu oluşan her puan türünde, Türkiye genelinde ilk bin kişi arasına giren adayların yerleştirme puanı hesaplanırken, Ağırlıklı Ortaöğretim Başarı Puanında tercih edeceği bütün programlar için, alan içi katsayı değeri kullanılacağı'' kuralının getirildiği hatırlatıldı. Gerekçede, ''Her genel kuralın kendi içinde bir istisnayı içeriyor olmasının genel kurala aykırılık teşkil etmeyeceği, başarının ödüllendirilmesi amacına yönelik olduğu anlaşılan bu kuralın, yargı kararlarına aykırı bir yönü bulunmadığı gibi hukuka, hakkaniyete ve mevzuata uygun olduğu anlaşılmaktadır'' denildi.
-AZLIK OYU-
YÖK kararının 6. maddesinin yürütmesinin durdurulması isteminin reddi yönündeki çoğunluk görüşüne katılmayan üyelerin, azlık oyunda, bu maddede, öğrencilerin ortaöğretimdeki başarı durumlarının sınav sonucuna nasıl yansıtılacağının belirlendiği, okullarını birincilikle bitiren öğrenciler, belli sanat dallarında üstün başarılı olan öğrenciler, TÜBİTAK yarışmalarında ödül kazanan öğrenciler ve meslek liselerinde okuyan öğrenciler açısından farklı kuralların öngörüldüğü ifade edildi.
Böylece yasanın genel kuralı ile sınav sonuçlarının değerlendirilmesinde adayların ortaöğretimdeki başarılarının dikkate alındığı, sınav sonucu belli bir başarı düzeyi gösterenlere yönelik herhangi bir kural ve istisna öngörülmediği kaydedilen azlık oyunda, şu görüşlere yer verildi:
''Bu nedenle, başarının tüm öğrenim süresi değerlendirilerek belirlenmesi gerekirken bir sınavda gösterilen performansın başarı olarak kabul edilip ödüllendirilmesine yönelik düzenlemenin yasal bir dayanağı bulunmamaktadır. Dava konusu kararın her puan türünde ilk bine giren öğrenciler için katsayı uygulamasını kaldırıyor olması nedeniyle bu kural bakımından yargı kararlarının gereğinin yerine getirilmediği ve geçersiz kılınmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Davalı idare 21 Temmuz 2009 tarihli kararında başarılı öğrenciler açısından herhangi bir düzenlemeye gitmemişken bu kararın yürütülmesinin durdurulması sonrasında alınan dava konusu kararda bu türden bir düzenleme yapma amacının da yine yargı kararlarını etkisiz kılmaya yönelik olduğu açıktır. Bu açıklamalar karşısında dava konusu düzenlemenin 6. maddesinin de yürütülmesinin durdurulması gerektiği görüşü ile çoğunluk kararına katılmıyoruz.''

SINAVLAR ERTELENEBİLİR, ÜNİVERSİTELER GEÇ AÇILABİLİR
Kararın, sınav takvimi ve üniversitelerin açılma tarihlerini de etkileyeceği belirtiliyor. ÖSYM kaynaklarına göre sınav takviminin değişmesinin söz konusu olabileceğini belirtiyor.

Ancak Yetkililerden sorunun çözüleceğine dair yeni mesajlar gelmekte. Ayrıntılar gelecek..



Kaynak: Haber 7